Makalede, akılın sınırlarının olduğu ve İslam inancının akıl hududunun ötesinde olduğu tartışılıyor. 20. yüzyılın batıl hükümlerinin İslam inancı üzerinde geçerli olmadığı belirtiliyor. Akıl yoluyla çözülemeyen problemlerin insanlığı kaosa sürüklediği vurgulanıyor.